Bitki bir zamanlar aristokrat olmanın sembolüymüş. Çikas, sikas… Türkiye’de bu ilginç palmiyeye söylenen isim böyle.Aslında adı Cycas revoluta. Büyük bir palmiye ailesinin en eski üyesi. Hatta ginkgo biloba gibi dinozorlar döneminden geldiği söyleniyor. Yani yaşayan bir fosil.
Cycas’ın birkaç metre alt gövde yapmasını görmeye ömrünüz yetmez. En az 150 sene alır. İstanbul Maslak kasırlarında son padişahlardan birinin diktiği cycas, en fazla 1,5 metre yükselebilmiş. Kıymeti ne, bu kadar yavaş gelişiyorsa işim olmaz demeyin. İnanılmaz dekoratif. Başka benzer hiçbir bitkide olmayan testere balığının burnu gibi yaprakları çok sert ve keskin.
Türüne göre bir tepe en fazla 2,5 metrekare yer kaplayabiliyor. Evinizde aydınlık, yanından fazla geçilmeyen bir alan varsa bir tane deneyin (Fazla sulamayın). Sakın yeni sürgünleri ellemeyin. Görüntüleri ilginç ama bir kere el sürüldüğünde şekli bozuluyor. Bozuk şekilli gelişiyor. Ta ki bir sene sonraki sene gelecek yapraklar onları örtene kadar.
Cycas, Japonya’nın yerli bitkisi. Ilıman adalarda, sahile dik yamaçlarda suya düşmeden nasıl mükemmel geliştikleri hala merak konusudur. Bahsettiğim bu yamaçlar yaklaşık 90 derece diklikte! Cycas’lar fazla su istemez. Açık alanda bol güneş ya da yarı güneş, kayalık bölgeler: olmazsa da suyu geçirgen bol kumlu topraklarda iyi gelişir.
Bodrum, Marmaris, hatta İzmir’de açık havada yaz kış kalabiliyor. İstanbul’da deniz kenarında, poyraza kapalı alanlarda bir şey olmuyor. Ama kışın korumakta fayda var. Cycas’ın dişisi - erkeği çiçekleriyle gayet belirgin olur. Dişilerin çiçeği yuvarlak, erkeğinki uzundur. Gübre sevebilir. Yeni sürgün döneminde sıvı gübre takviyesi yapabilirsiniz.